Soğuk Algınlığı ve Grip geri geliyor mu?
Soğuk Algınlığı ve Grip geri geliyor mu?

Grip ve soğuk algınlığı için kendimizi korumalıyız.

Pandeminin dikkat çekici bir etkisi diğer solunum yolu virüslerinin bu süreç içinde azalması oldu. Kaybolan bu virüslerin tamamı ciddi hastalıklar ve ölüme neden olabiliyorlardı. Neyse ki, maske takmak ve COVID-19'u önlemek için alınan diğer önlemler, geçici de olsa bu virüsleri arka plana itti.

Ama şimdi havalar soğuması ile birlikte yeni bir grip ve soğuk algınlığı dönemine giriyoruz. Bu hastalıklara karşı bir yıl bağışıklık kazanmadık. Bu arada, COVID-19 önleme tedbirlerine ilişkin rehberler de değişmeye başladı ve daha fazla insan aşılandıkça muhtemelen değişmeye devam edecek.

Temel olarak bu sene ne olacağını bilmiyoruz ve bu bizim için de büyük bir tecrübe olacak. Çünkü bu şekilde bir salgın ve diğer virüslerin azalması daha önce yaşanmadı.

Geçen sene grip sezonundan bu yana ne değişti?

Grip sezonu her sene Ekim'den Mayıs'a kadar sürer. Ancak inanılmaz bir şekilde geçen yıl grip aktivitesinde dramatik bir düşüş yaşandı. 2020-2021 grip sezonu için yalnızca %0.2 grip gözlendi. Oysa 2005 den itibaren her sene bu oran % 26.2-30.3 idi.

Geçen yılın düşen rakamları, grip aşısının daha fazla yapılması, maske takmak, evde kalmak, el yıkamak ve fiziksel mesafe gibi COVID-19 önlemleri açıklayabilir.

Ancak, bu sonbaharda Delta veya diğer yeni koronavirüs varyantları dolaşmaya devam ederken semptomları çok benzeyen soğuk algınlığı ve grip geri dönerse kafa karışıklığı ve hatta paniğe neden olabilir. Örneğin, COVID-19 ve grip, her ikisi de öksürük, nefes darlığı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, yorgunluk, boğaz ağrısı ve hatta COVID-19 ile daha sık olmasına rağmen tat koku kaybına neden olabilirler.

Bazı pandemi öncesi hastalıklar zaten geri döndü

Normalde grip mevsiminin, Nisan'dan Eylül'e kadar sürdüğü güney yarımküreden kuzeye doğru hareket eden yeni grip suşları izleniyor.

Ancak bu yazın başlarındaki ipuçları grip değil; küçük çocuklarda ciddi zatüreye ve nadir de olsa ölüme neden olduğu bilinen solunum sinsityal virüsüne (RSV) işaret ediyor. Avustralya, yüksek RSV artışları bildirdi. Geçen kış, ABD'de yalnızca bir avuç RSV vakası vardı, ancak Haziran başında CDC, Güney bölgelerinde RSV aktivitesinde bir artış hakkında açıklama yaptı.

Başka bir şaşırtıcı uyarı da geçen Ekim ayında Hong Kong’tan geldi. Pandemi önlemi olarak aylarca evde kalan çocuklar, maske takarak ve birbirleriyle mesafeyi koruyarak okula geri döndüler. Sınıflarında büyük bir grip veya COVID-19 yayılımı yoktu, ancak önemli rhinovirüs salgını oldu.

Ülkemizde de geçen sene bu aylarda grip gözlenmezken rhinovirüs ve parainfluenza artışı gözlenmişti, okulların açılmasıyla son birkaç ayda da rhinovirüs enfeksiyonunda artış oldu. Çünkü rhinovirüs COVID-19 aksine daha çok yüzeylerden bulaşabilen bir virüstür.

Önümüzdeki aylarda neler olacağını bilmiyoruz. İnsanların önümüzdeki sezon, geçen sene uyum sağladıkları COVID-19 korunma tedbirleri konusunda nasıl davranacaklarını da bilemiyoruz. Aşı olanların hala maske takması gerektiği konusunda uyarılar olsa da maske takma konusunda yeterli uyum olmayabilir.

Diğer taraftan hem COVID-19 hem de dolaşımdaki diğer virüslerin de nasıl davranacağını bilmiyoruz. Birkaç senaryo olsa da emin değiliz. Bu senaryolarda eksik olan şey, mikro organizmaların potansiyel etkileşimleridir. Farklı virüslerin nasıl yayılacağını ve nasıl davranacağını tahmin edebilmek ve buna göre plan yapabilmek istiyorsak, aralarındaki etkileşimleri bilmeliyiz.

Ne öğrendik?

Virüsler kendilerini yayma eğilimindedir ve hayatta kalabilmek için zaten başka bir mikroorganizma, virüs ile enfekte olmuş bir konağı tercih etmiyorlar.

Haziran ayında Journal of Experimental Medicine'de, soğuk algınlığının en sık nedeni olan rhinovirüse maruz kalmanın, COVID-19 enfeksiyonuna karşı koruma sağlayabileceğini gösteren bir çalışma yayınladı. Araştırmacılar, rhinovirüsün, bağışıklık sistemindeki erken yanıt moleküllerinden olan ve hava yolu dokularında SARS-CoV-2 virüsünün replikasyonunu durdurabilen interferon aktivitesini hızlı bir şekilde başlatabildiğini buldular. Bu çalışma, soğuk algınlığı bu sonbaharda tahmin ettiğimiz gibi aniden geri dönerse, diğer bazı virüslere karşı koruyucu bir tampon sağlayabileceğini düşündürüyor. Araştırma ne kadar ilgi çekici olsa da grip veya COVID'den kaçınmak için nezleye yakalanmanız gerektiği anlamına gelmez.

Bu Sonbahar ve kışın nasıl sağlıklı kalacağız?

Yapabileceğiniz en iyi şey grip ve COVID-19'a karşı aşı olmaktır. COVID-19 aşılarının, SARS CoV-2 virüsünün neden olduğu ciddi hastalıklara karşı oldukça etkili olduğu kanıtlanmıştır.

6 ay daha büyük her çocuğun ve yetişkin, Eylül-Ekim aylarında grip aşısı olması önerilmektedir. Grip aşısı da ciddi grip enfeksiyonunu önler. Aşıdan sonra grip olsanız da daha hafif geçirecek ve daha çabuk iyileşeceksiniz. Grip aşısı toplum sağlığı açısından da önemlidir. Ne kadar az insan grip virüsünü taşırsa hastalanan kişi sayısı da o kadar azalacaktır.

Elimizde sadece grip ve CIVID-19 için aşı olmasına rağmen, diğer virüslerden korunmak ve hastalanmamak için hala yapabileceğimiz şeyler var: make takmak, mesafemize dikkat etmek, ellerimizi yıkamak, hasta olduğumuzda evde kalmak ve hasta olduklarında çocukları okuldan uzak tutmak.

https://rupress.org/jem/article/218/8/e20210583/212380/Dynamic-innate-immune-response-determines?searchresult=1

Her hakkı saklıdır © DÜZEN SAĞLIK GRUBU POLİKLİNİĞİ
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mah. 2400 Cad. No: 2 Çayyolu-Çankaya/ANKARA Tel: (0312) 240 02 22 Faks: (0312) 240 07 72