UZAMIŞ COVID NEDİR, NASIL TANI KONULUR?
UZAMIŞ COVID NEDİR, NASIL TANI KONULUR?

Uzamış covid hakkında yazılan çoğu yazı tanımlamayla başlar; Uzamış covid nedir, nasıl tanı konulur? Aslında tam bir tanım yapmak zor. Hele tanısını koymak için elimizde bir yöntem de yok. Akut Covid-19'u takiben ortaya çıkar ve birçok soruna neden olabilir. Bazı insanlar hastalanır ve tamamen iyileşmez. Hiç ara vermeyen uzun soluklu semptomlara neden olur veya bazı hastalarda iyileşip daha sonra nüks eden semptomlara neden olur. Bir grupta için ise durum daha karmaşıktır; yeni bir dizi semptom ilk akut Covid'den sonra değil reenfeksiyondan sonra ortaya çıkar. Pek çok kişi için ise sorun akut Covid-19 geçirdikten sonraki 6 ila 12 ay içinde yeni bir hastalık ortaya çıkar. Diyabet, yüksek tansiyon, otoimmün hastalıklar, nörolojik veya psikiyatrik bozuklukların gelişme olasılığı iki kat daha fazladır.

Tüm bunlar bir tarafa tecrübelerimize göre Covid-19’un neden olduğu değişikliklerin ve her bireyde farklı sorunlara neden olabileceğinin farkında olmak gerekiyor.

Bunu Leo Galland bir örümcek ağı ile açıklamaya çalışmış. Ağın merkezinde, hücrelerinize giren virüsün neden olduğu ACE2 eksikliği vardır. Bu da mitokondriyal sıkıntıya ve dolayısıyla sekiz farklı tehlikeye yol açar. Bunların her biri, herhangi biri organ hasarına yol açabilecek bir ağ ipliği ile temsil edilir. Gerçek bir örümcek ağında her iplikçik doğrudan ya da dolaylı olarak diğer iplikçiklerle bağlantılıdır. Uzamış covid'in bu kadar karmaşık görünmesinin nedeni budur. Onu anlamak için ağın bütününe bakmak gerekir. Neyse ki, tedavi söz konusu olduğunda ağın bir bölümündeki sorun diğer bölümlerdeki sorunları da düzeltebilir, bu nedenle tedavi analizden daha az karmaşık olabilir.

ENDOTELİT: Endotel adı verilen damarlarınızı kaplayan hücrelerin iltihaplanmasıdır. Bu durum kılcal damarlar olarak adlandırılan en küçük kan damarlarından ve daha büyük damarlara kadar etkileyebilir. Kan akışını kısıtlayabilir ve oksijenin dokulara ulaşmasına engel olur. Bu durumda ikincil bir soruna neden olur; mikrotromboz, yani küçük pıhtılar. ACE2'nin yeniden sağlanması hem endoteliti hem de mikrotrombozu hafifletir, ancak bazen daha fazlasına ihtiyaç vardır.

MIKROTROMBOZ: Kılcal damarları tıkayabilen küçük kan pıhtılarıdır. Mikrotromboz endoteliti şiddetlendirir ve kan akışını daha da zorlaştırır. Uzamış covid'deki mikrotromboz mekanizması sıradan bir kan pıhtısının oluşumuyla aynı değildir. Bu yüzden sıradan pıhtılaşmayı önleyici tedbirler işe yaramayabilir.

MAST HÜCRESİ AKTİVASYONU: Mast hücreleri, bağışıklık sistemi, doku ve organlara dağılmış olan ilkel hücrelerdir. Kanda dolaşmazlar. ‘’Mast hücresi mediatorleri’’ olarak adlandırılan yaklaşık 200 farklı kimyasal üretir ve salgılarlar. Bunlardan en iyi bilinen histamin, birçok semptomun ortaya çıkmasına neden olur. Mast hücresi mediatörleri kan damarlarını genişletebilirler ve membranlarda sızıntıya neden olurlar. Ağrı, şişme, kızarıklık, ishal, nefes darlığı, yüksek veya düşük tansiyona neden olabilirler. Baş ağrısı, astım ve irritabl bağırsak sendromuna katkıda bulunurlar. Mast hücre aktivasyonu mikrotromboz ve endotelite katkıda da bulunabilir.

MONOSİT POLARİZASYONU: Monositler, Covid-19'a karşı bağışıklık tepkisinde de rol oynayan beyaz kan hücrelerinin bir grubudur. Mast hücrelerinin aksine monositler karmaşık bir yaşam döngüsüne ve işlevlere sahiptir. İşlevleri temel olarak şunlardır: tehdit olarak algıladıkları her şeye saldırır, hasar görmüş dokuları onarır ve tehlike işaretleri aramak için devriye gezmektir. Monositlerin bazıları dokulara girmek için kan damarlarını terk eder ve burada endilerini makrofaj adı verilen hücrelere dönüştürürler. Normal yaşam döngüleri bozulursa polarizasyon olur. Monosit ve makrofajlar düzensiz işlev görmeye başlar ve kronik bir olay haline gelir. Uzamış covid'i yaratan işte bu kronik inflamasyondur. Monosit/makrofaj polarizasyonu bu durumun sürdürülmesinde önemli bir rol oynar.

Bu karmaşık durum, ACE2, monosit ve makrofaj ilişkisi ile açıklanabilir.  Çünkü monositler ve makrofajlar mitokondrilerin düzgün çalışması için gerekli enerjinin sağlanmasında önemli rol oynarlar. ACE2'yi geri kazanmak bu ilişkiyi düzeltmenin ilk adımıdır.

OTO-ANTIKORLAR: B lenfositler tarafından üretilen antikorların normal işlevi, viral proteinler gibi yabancı moleküllere bağlanmak, yok edilmelerini sağlamak ve zarar vermelerini önlemektir. Covid-19 ile karşılaşınca da bağışıklık hücreleriniz antikor üretir. Bu antikorlar, sadece virüse saldırmakla kalmaz, aynı zamanda kendi hücrelerine de saldırır. Bunlara oto-antikorlar adı verilir ve oto-immün hastalıklar gelişir. Oto-antikor üretiminde rol oynayan mekanizmalar karmaşıktır ve birçok farklı oto-antikor türü vardır. Covid kaynaklı oto-antikorların çoğu sadece iltihaplanma ve doku hasarı olduğunda aktif hale gelir. Bu nedenle inflamasyonu azaltmak covid kaynaklı otoimmün hastalıklara karşı en iyi korumadır.

T-HÜCRESI BOZUKLUĞU: Bağışıklık tepkinizin tüm yönlerini koordine eden bağışıklık sisteminizin generalleri T-lenfositleridir. T-lenfositlerinin birçok türü (veya alt kümesi) vardır ve bir tür başka bir türe dönüşebilir. Covid etkeni olan SARS-CoV-2, T-lenfositleri doğrudan istila edebilir ve onları devre dışı bırakır. T-lenfositlerinin bozulması, T-lenfositlerinin virüsü vücudunuzdan atmanızı engeller, sizi daha duyarlı hale getirirken otoantikor geliştirme olasılığınızı artırır.

Monositler gibi T-hücreleri de yoğun bir enerjiye ihtiyaç duyar. Mitokondriyal disfonksiyon T-hücre fonksiyonunu bozar ve özellikle de T-hücresinin T-efektör hafıza (TEM) isimli kritik bir türünü değiştirir. TEM hücre aktivitesi viral enfeksiyonların ortadan kaldırılması ve aşılara güçlü bir yanıt verilmesinde rol oynar.

Bazı araştırmacılara göre, Covid-19'un bir sonucu olarak diğer viral latent enfeksiyonların yeniden aktive edilmesi söz konusudur.  Epstein Barr Virüsü, yaşamımızın büyük bir bölümünde B-lenfositlerimizde uyuyarak yaşar ve genellikle akut Covid-19 ile uyanır. TEM hücreleri EBV'yi ve diğer latent virüsleri uyku hallerinde kontrol altında tutar. Uzamış covid'de EBV'nin reaktivasyonu TEM hücresi işlev bozukluğunun doğrudan sonucudur.

TEM hücre aktivitesi, gastrointestinal sistemde yaşayan bakterilerin (bağırsak mikrobiyomu) doğasından da büyük ölçüde etkilenir. Mitokondri fonksiyonunu geri kazandırmak ve sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu oluşturmak Covid-19 sonrası TEM hücresi işlevini geliştirmek için yardımcı olabilir.

VIRAL KALICILIK: Uzamış covidde ilk enfeksiyondan aylar sonra SARS-CoV2'nin kalıcılığı vücudun farklı bölgelerinde birçok kez gösterilmiştir. Bu konuda çalışan çoğu araştırmacı, viral kalıcılığın ana lokasyonunun gastrointestinal sistem olduğuna inanmaktadır.

MIKROBIYAL DISBIYOZ: vücudun mikrobiyal yapısındaki bir bozukluktur. Mikrobiyom, sahip olduğumuz her yüzeyde 100 trilyon mikroorganizmanın oluşturduğu bir popülasyondur. Bu organizmaların yaklaşık %99'u gastrointestinal sistem, özellikle de kalın bağırsaktadır.

(a) Uzamış covid geliştiren kişiler faydalı bağırsak bakterilerinde önemli kayıplar yaşarlar.

(b) Aynı kişilerde aşırı miktarda potansiyel olarak zararlı bağırsak bakterileri olur.

(c) Birçok bağırsak bakterisi türü tarafından üretilen bir kimyasal olan bütirat, önemli ölçüde azalır. Bütirat kaybının gastrointestinal sistem, bağışıklık sistemi ve beyin sağlığı için önemli etkileri vardır. Düşük kan basıncının nedeni bütirat kaybı gibi görünmektedir. Bütirat üreticisi, Faecalibacterium prausnitzii adı verilen bir bakteri türüdür. Ne yazık ki bunu probiyotik olarak bulamazsınız.

(d) Aşırı çoğalan tehlikeli bakterilerden biri olan Ruminococcus gnavus ise izoamilamin adı verilen toksik bir metabolit üretir. Bu metabolit bilişsel gelişimde düşüşe katkıda bulunur ve yaşa bağlı bilişsel işlev bozukluğunu hızlandırır.

(e) Bağırsak mikrobiyomundaki tüm bu değişiklikler “sızdıran bağırsak” adı verilen bir fenomene neden olur. Bağırsak sisteminin gözenekli hale gelmesi, bağırsak kaynaklı toksinlerin vücuda girmesine izin verir.

Bağırsak disbiyozunun düzeltilmesi ve sağlıklı bir flora sağlanması uzamış covid'den kurtulmaya yardımcı olacaktır.

Uzamış covid 'in örümcek ağı, merkezden ve radyal ipliklerden daha fazlasıdır. Çünkü bu 8 işlev bozukluğu birbirini büyüterek ağı güçlendir. Mast hücresi aktivasyonu veya monosit/makrofaj polarizasyonu T hücresi bozukluğuna neden olabilir; T hücresi bozukluğu viral kalıcılığın devam etmesine izin verir; otoantikorlar ACE2'ye zarar vererek gastrointestinal sistemde disbiyoza karşı daha da savunmasız hale getirebilir; endotelit ve mikrotromboz birlikte çalışarak dolaşıma zarar verir. Ancak temelde her şey ACE2 tükenmesi ve mitokondriyal sıkıntı ile başlar.

Uzm. Dr. Tutku Taşkınoğlu

Her hakkı saklıdır © DÜZEN SAĞLIK GRUBU POLİKLİNİĞİ
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mah. 2400 Cad. No: 2 Çayyolu-Çankaya/ANKARA Tel: (0312) 240 02 22 Faks: (0312) 240 07 72