ASPİRİN COVID-19 SIRASINDA DİYABET RİSKİNİ DÜŞÜREBİLİR AMA YAN ETKİ RİSKİNİ UNUTMAYIN
Bu hafta COVID ve Adenovirüs dolaşımda. Rhinovirüs azaldı veya bir süreliğine etkisini azaltmış olabilir. COVID artışı ise bize pandemi sırasında gözlemlediğimiz bazı şeyleri hatırlattı. COVID basit bir enfeksiyon değildir. Ardından birçok hastalığı artırır. Bunların arasında en dikkat çeken ise diyabettir. Tip 2 diyabet (T2D), dünya çapında 500 milyondan fazla insanı etkiliyor ve insidansı COVID salgını sırasında keskin bir şekilde arttı. Stres, kötü beslenme alışkanlıkları, azalmış fiziksel aktivite ve sağlık hizmetlerine sınırlı erişim gibi çeşitli faktörler, vakalardaki bu artışa katkıda bulunmuş olabilir.
npj Metabolic Health and Disease dergisinde yayınlanan çalışmaya göre COVID sırasında, her gün aspirin almak iltihabı hedefleyerek tip 2 diyabet (T2D) geliştirme riskinizi yarı yarıya azaltabilir, ama aspirin de masum bir ilaç değildir ve yan etkileri olabilir.
Şimdiye kadar yapılan çalışmalara göre enfeksiyon sırasında meydana gelen inflamasyon insülin fonksiyonunu bozmada önemli bir rol oynar ve önlemek için anti-inflamatuar tedavi işe yarayabilir. Bir anti-inflamatuar olan aspirinin kardiyovasküler faydalarının yanı sıra kan şekeri seviyelerini düzenlemeye yardımcı olan etkileri vardır. Ancak, şu ana kadarki bulguların çoğu yaşlı yetişkinlerde yapılan kontrollü çalışmalara dayanmaktadır ve aspirinin günlük yaşamda T2D'yi nasıl etkilediğini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
COVID salgınının en yoğun yaşandığı yerlerden biri olan İtalya’da Sağlık Bakanlığı'na bağlı bir Cooperative of General Practitioners (COMEGEN) kayıtları temel alan yeni bir araştırmada ise 200.000'den fazla yetişkine ait klinik bilgiler incelenmiştir. Araştırmacılar 18 yaş ve üzeri yetişkinlerin verilerini toplamışlar. Bu yetişkinlerde en önemli kriter; daha önce tip 2 diyabet, kronik böbrek hastalığı veya kardiyovasküler hastalık tanısı almamış olmalarıydı. Veri tabanındaki 247.975 kişiden 35.525'i çalışmaya dahil edilme kriterlerini karşıladı, düşük doz aspirin alan 4.139 kişi de eşit sayıda eşleştirilmiş aspirin kullanmayan kişiyle karşılaştırılmış. Katılımcılar, yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi (VKİ), prediyabet, kan basıncı veya lipid düşürücü ilaç kullanımı gibi faktörlere göre eşleştirilmişler. Yeni diyabet vakaları ortaya çıkana kadar geçen sürede izlenmişler. Ayrıca aspirin için en önemli risk olan kanama olayları da çalışma boyunca izlendi ve majör, orta veya minör olarak sınıflandırılmış.
Gözlem dönemi boyunca, 999 yeni tip 2 diyabet (T2D) vakası bildirilmiş. Aspirin kullanıcıları arasında, insidans %0,159 iken, kontrol grubunda %0,32 bulunmuş. Cox regresyon analizi ile veriler değerlendirilmiş ve aspirin tedavisinin tip 2 diyabet (T2D) riskini %52 oranında azalttığı gösterilmiş. Diğer taraftan majör kanama olayları aspirin kullanıcılarının %0,3'ünde meydana gelirken, kontrol grubunda bu oran %0,1 tespit edilmiş. Aspirin kanama riskini artırsa da oranlar önceki çalışmalarla tutarlı ve çoğu yaşamı tehdit edici değildir.
Özetlemek gerekirse, bu kohort çalışması, günlük düşük doz aspirinin tip 2 diyabet (T2D) insidansını, özellikle COVID pandemisi sırasında, önemli ölçüde azalttığını göstermektedir. Sonuçlar, inflamasyonun COVID ile ilişkili metabolik bozukluklarda rol oynadığını ve aspirinin bu riski azaltabileceğini kanıtlamaktadır. Ancak, kanama olaylarındaki artış, dikkatli olmayı ve bireyselleştirilmiş risk-fayda değerlendirmesinin önemini göstermektedir.
https://www.nature.com/articles/s44324-025-00072-3
Uzm. Dr. Tutku Taşkınoğlu