Parkinson Büyük Ölçüde Önlenebilir Bir Hastalıktır
Parkinson Büyük Ölçüde Önlenebilir Bir Hastalıktır

Parkinson, dünyada en hızlı yayılan beyin hastalıklarından biridir. Titreme (çoğunlukla istirahat halinde), hareketlerde yavaşlık (bradikinezi); uzuvlarda katılık, yürüyüş ve denge sorunları ile kendini gösterir. El yazısında değişiklik, özellikle zamanla küçülen veya kalınlaşan el yazısı, Parkinson hastalığının erken bir belirtisidir. Yaygın bir diğer erken belirti ise muz, turşu ve meyan kökü gibi yiyeceklerin kokusunun kaybolmasıdır. Hastalığın çeşitliliği nedeniyle semptomların seyri kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir.

  • Bilişsel değişiklikler, dikkat, planlama, dil veya hafıza ile ilgili sorunlar
  • Depresyon, anksiyete, ilgisizlik ve sinirlilik gibi ruh hali bozuklukları
  • Halüsinasyonlar ve sanrılar
  • Baş dönmesi (ortostatik hipotansiyon)
  • Sertleşme bozukluğu gibi cinsel sorunlar
  • Uyku bozuklukları

Parkinson hastalığı olan birçok kişide maske yüz görünümü vardır. Parkinson hastalığı olan kişiler genellikle ciddi, depresif veya sinirli görünürler, ancak çoğu zaman bunun nedeni sadece hastalığın yüz kaslarının sertleşmesine veya hareket etmesinin uzun sürmesine neden olmasıdır.

Parkinson'a neyin sebep olduğu bilinmemektedir.  Tüm Parkinson vakalarının yaklaşık %10-15'i genetik faktörlerden kaynaklanmaktadır. Vakaların geri kalan %85-90'ı ise sporadik olarak sınıflandırılır.

Dr. Parkinson 1817 yılında bu hastalığı tarif ettiğinde, bu hastalığa sahip altı kişiden bahsetmişti: Bunlardan beşi erkekti ve hepsi 50 yaşın üzerindeydi. O günden beri Parkinson hastalığı, yaşlı erkekleri etkileyen ve esas olarak yaşlanmaya ve genetik yatkınlığa bağlı bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Ancak New York Atria Health'ten nörolog Dr. Ray Dorsey ve Florida Üniversitesi'nden Dr. Michael Okun, yeni kitapları "Parkinson Planı" nda Parkinson hastalığının yaşlanmanın doğal bir sonucu olmadığını, aksine doğal olmayan bir hastalık olduğunu ve çevresel faktörlerden etkilendiğini savunuyor ve uyarıyorlar.

"Bu hastalık sadece yaşlı erkeklerde görülmüyor. Herkesi etkiliyor. Çoğunluğu genetik kaynaklı değil. Aksine, büyük ölçüde insan yapımı bir hastalık ve yiyeceklerimiz, suyumuz ve havadaki kimyasallar bu hastalığa yol açıyor. Hastalığa neden olan kimyasallar her yerde ve aslında hiçbirine ihtiyacımız yok."

"Parkinson Planı", biri acil tıp doktoru, diğeri anestezi uzmanı olan iki kadının hikayesiyle başlıyor. Parkinson hastalığının yeni yüzleri olan bu iki kadın, ABD ordusunda görev yapmış ve ikisi de Afganistan'da bulunmuş. 40'lı yaşlarında ise bir ay arayla her ikisine de Parkinson hastalığı tanısı konmuş.

Kitaba göre bu hastalarda Parkinson hastalığının muhtemel nedeni onların içinde değil, onların dışında, içinde bulundukları çevredeydi. Maruz kaldıkları kimyasallar trikloroetilen [TCE] ve perkloroetilen [PCE] Parkinson hastalığının nedeniydi.

Bu kimyasalların Parkinson hastalığı ile ilişkisi Camp Lejeune isimli bir çalışmada kanıtlanmıştı. TCE ve PCE Kuzey Carolina'daki Camp Lejeune isimli Deniz Kuvvetleri üssünü kirletiyordu. 20'li yaşlarında gençken orada görev yapan denizcilerde, bu kimyasallarla kirlenmemiş olan Camp Pendleton'da görev yapan denizcilere kıyasla 34 yıl sonra Parkinson hastalığı %70 artmıştı.

PCE ve TCE her yerdeydi. PCE kuru temizlemede yaygın olarak kullanılıyor ve TCE metali yağdan arındırmak ve kahveyi kafeinsizleştirmek için kullanılıyodu. Kitapta anlatılan hastalar doğrudan bu maddelerle çalışmamış görünüyorlardı ancak birinin görevi uçak bakımı ve jet motorlarının temizliğini denetlemekti. Burada kullanılan temizlik maddelerinden biri TCE’di. Muhtemelen çalıştığı alanda bunu solumuştu.

Tüm bu bilgileri kitapta anlatan nöroloji uzmanlarına göre Parkinson büyük ölçüde önlenebilir bir hastalıktır. Parkinson hastalığındaki artış maruziyetlerimiz nedeniyle gerçekleşmektedir. Gelecek nesillerin bu hastalıktan korunması için hastalığı önlemek ve tedavi etmek üzerinde çalışılmalıdır.

"Böyle ciddi bir hastalığın artık var olmadığı veya çok çok nadir görüldüğü bir dünya hayal edin. Bu gelecek nesillere bırakılacak muhteşem bir hediyedir. Bunu çocuk felcinde gördük. Belki Parkinson için de aynısını yapmak mümkün olabilir."

Elbette öncelikle insanların Parkinson hastalığına neden yakalandığını anlamak gerekiyor, bu hastalığı önlemek ve en etkili şekilde tedavi etmek için çok önemlidir. "Parkinson Planı" bir Parkinson önleme piramidi öneriyor. Toplum olarak neler yapabiliriz? Bireyler olarak neler yapabiliriz?

İlk adım hastalığı ölçmektir. Ölçülen şey yönetilir. Önlemek istiyorsak, öncelikle kaç kişinin bu hastalığa yakalandığını görmeli ve zaman içinde ilerleme kaydedip kaydetmediğimizi takip etmeliyiz.

İkinci olarak, en zehirli kimyasallardan bazılarının yasaklanması gerekiyor. EPA geçen yıl TCE ve PCE'yi yasakladı. 2021'de, sık kullanılan bir pestisit olan klorpirifos yasaklandı. Bir diğer kimyasal da Paraquat, Çin dahil 50'den fazla ülkede yasaklandı.  

Kitapta hastalığın yayılma hızını yavaşlatmak için yapabileceğimiz 25 öneri var. Organik ürünleri yıkayın. PCE kullanan kuru temizlemecilerden kaçının. Çok kirli bir bölgede yaşıyorsanız hava temizleyici kullanın. Evinize bir su arıtıcısı alın.

Birçok böcek ilacı sinir toksinidir. Çocuk oyun alanları ve okullarda böcek ilacı kullanımı kısıtlayın. Golf sahalarında, park ve bahçelerde daha az toksik pestisit kullanın.

Parkinson hastalığı olan kişiler arasında, yüksek hava kirliliğine maruz kalanların hastaneye yatma riskinin daha yüksek olduğunu gösteren ve egzersizin hastalığın ilerleme hızını yavaşlatabileceğine dair çalışmalar olmasına rağmen Parkinson hastalığını önlemek ve yavaşlatmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.

 

Kaynak: https://pdplan.org/

Uzm. Dr. Tutku Taşkınoğlu

Her hakkı saklıdır © DÜZEN SAĞLIK GRUBU POLİKLİNİĞİ
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mah. 2400 Cad. No: 2 Çayyolu-Çankaya/ANKARA Tel: (0312) 240 02 22 Faks: (0312) 240 07 72