Demir eksikliği, global önceliği olan, yaşam kalitesini belirgin şekilde etkileyen ve ciddi komorbiditelerin habercisi olabilen yaygın bir klinik tablodur. Doğru tanı, uygun tedavi ve altta yatan nedenin araştırılması klinik yönetim açısından kritik öneme sahiptir.
Güncel Prevalans ve Kapsam
Son yıllarda yapılan geniş ölçekli uluslararası çalışmalar, demir eksikliği anemisinin (DEA) prevalansının kullanılan ferritin eşik değerine bağlı olarak önemli ölçüde değişkenlik gösterdiğini ortaya koymuştur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından uzun yıllar boyunca <15 ng/mL ferritin düzeyi eşik değer olarak kabul edilirken, Amerikan Gastroenteroloji Derneği (AGA) 2020 kılavuzunda bu sınırı <45 ng/mL olarak yeniden tanımlamıştır.
Bu revizyonun klinik yansımaları dikkate değerdir. Uluslararası veri tabanı analizlerinde ferritin eşiği <15 ng/mL alındığında DEA prevalansı yaklaşık 5.9 milyon yetişkin olarak hesaplanırken, eşik <45 ng/mL olarak alındığında prevalans yaklaşık 9.2 milyona çıkmaktadır (%56 artış). Özellikle premenopozal kadınlarda görülen ek olguların büyük kısmı, jinekolojik nedenlere bağlı demir kayıpları ile açıklanmaktadır.
Tanıdaki Paradigma Değişimi
Ferritin eşik değerindeki bu güncelleme, özellikle gastrointestinal sistem kaynaklı gizli kanama riski taşıyan hasta gruplarının daha erken dönemde taranabilmesini amaçlamaktadır. AGA kılavuzunda ferritin <45 ng/mL ve anemisi olan postmenopozal kadınlar ile erkeklerin bidireksiyonel endoskopi (üst ve alt GİS) ile değerlendirilmesi önerilmektedir. Premenopozal kadınlarda ise bu öneri “şartlı” (conditional) kabul edilmekte, jinekolojik veya diyetetik bir neden saptanamadığı takdirde GİS incelemeleri gündeme gelmektedir.
Demir Eksikliğinin Temel Nedenleri
Demir eksikliğinin patofizyolojisi üç ana mekanizma üzerinden gelişir:
- Artmış Kan Kaybı: Jinekolojik kanamalar, gastrointestinal ülserler, neoplazmlar, NSAİİ/aspirin kullanımı, sık kan bağışı, paraziter enfeksiyonlar.
- Azalmış Emilim: Helikobakter pilori, otoimmün gastrit, çölyak hastalığı, bariatrik cerrahi sonrası durumlar, uzun süreli proton pompa inhibitörü kullanımı.
- Artmış İhtiyaç: Ergenlik, gebelik, emzirme gibi fizyolojik süreçler.
Demir Eksikliğinin Klinik Evreleri
- Demir Eksikliği (Nonanemik Demir Eksikliği)
Tanım: Vücuttaki demir depolarının azalması, ancak hemoglobin düzeylerinin henüz normal sınırlar içinde olması.
- Laboratuvar Bulguları: Ferritin <30 ng/mL, TSAT <%20, Hb normal.
- Klinik: Çoğunlukla asemptomatik; fakat yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, huzursuz bacak sendromu (%32–40), pika (%40–50) gibi yakınmalar görülebilir.
- Demir Eksikliği Anemisi (DEA)
Tanım: Demir depolarının tükenmesi sonucu hemoglobin sentezinin yetersiz kalması ve anemik tablonun gelişmesi.
- Laboratuvar Bulguları: Ferritin <30 ng/mL, TSAT <%20, Hb düşük (<12 g/dL kadın, <13 g/dL erkek), MCV <80 fL, RDW artmış.
- Klinik: Demir eksikliği semptomlarına ek olarak çarpıntı, nefes darlığı, egzersiz intoleransı, baş dönmesi, solukluk ve ileri olgularda kardiyak üfürüm.
Tanıda Laboratuvar Yaklaşımı
- Tam Kan Sayımı (Hb, MCV, MCH): Mikrositik-hipokrom patern.
- Serum Ferritin: <30 ng/mL klasik eksiklik, <45 ng/mL uluslararası yeni eşik. Akut faz reaktanı olduğundan enfeksiyon/kronik hastalıkta yalancı yükseklik görülebilir.
- Transferrin Satürasyonu (TSAT): <%20 olması, özellikle ferritinin yanıltıcı olduğu durumlarda tanı koydurucudur.
- Total Demir Bağlama Kapasitesi (TDBK): Demir eksikliğinde artış gösterir.
Testlerin Klinik Önemi
- Erken Tanı: Nonanemik evrede yalnızca ferritin ve TSAT düşüklüğü ile saptanabilir.
- Semptomların Kaynağını Belirleme: Yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu gibi yakınmalar anemi olmaksızın da demir eksikliğinden kaynaklanabilir.
- Komorbid Durumlarda Tanı: Kronik hastalık varlığında ferritin yanıltıcı olabilir, TSAT <20% tanı açısından kritik rol oynar.
- Tedavi Yönlendirmesi: Anemi gelişmiş olgularda daha agresif tedavi (örneğin intravenöz demir) ve altta yatan etiyolojinin detaylı araştırılması gerekebilir.
Sonuç ve Öneriler
Demir eksikliği tanısı, günümüzde tek bir laboratuvar parametresine indirgenemeyecek kadar kompleks ve hastaya özgü bir süreçtir. Ferritin <45 ng/mL eşiği uluslararası kılavuzlarda yüksek riskli gruplar için önerilmekle birlikte, her hasta klinik öyküsü, fizik muayene bulguları ve tam laboratuvar profili ışığında değerlendirilmelidir.
Bu derlemede aktarılan veriler ve kılavuz önerileri ağırlıklı olarak uluslararası çalışmaların sonuçlarına dayanmaktadır. Ancak her ülkenin hasta profili, sağlık hizmetlerine erişim koşulları ve klinik uygulama alışkanlıkları farklılık gösterebilir. Dolayısıyla demir eksikliği tanısı ve tedavisi, tek bir laboratuvar parametresine veya eşik değere indirgenemez. Klinik öykü, fizik muayene ve kapsamlı laboratuvar değerlendirmesi birlikte ele alınmalı; tanısal ve terapötik yaklaşımlar mutlaka bireyselleştirilmelidir. Bu nedenle hastaların kendi inisiyatifleriyle tetkik veya girişim yaptırmaları uygun değildir. Demir eksikliği ve anemisi şüphesi olan bireylerin, konunun doğası gereği multidisipliner değerlendirme gerektirdiği için, iç hastalıkları veya hematoloji uzmanına başvurmaları en doğru yaklaşım olacaktır.
Kaynaklar:
Al Ta'ani, O., Mayrer, B. M., Luche, N. M., Siddique, S. M., Peslak, S. A., Anderson, T. S., & Vajravelu, R. K. (2025). Diagnostic Serum Ferritin Thresholds and Prevalence of Iron Deficiency Anemia. JAMA internal medicine, e252311. Advance online publication. https://doi.org/10.1001/jamainternmed.2025.2311
Auerbach, Michael et al. “Iron Deficiency in Adults: A Review.” JAMA vol. 333,20 (2025): 1813-1823. doi:10.1001/jama.2025.0452
UZM. DR. NİGAR AFANDİYEVA